Üniversitelerde “ajanlık” semineri, onarıcı adalet ve anlamamakta ısrar edilen kızgınlık

T24 / Gökçer Tahincioğlu

(...)

Dargeçit

Dargeçit JİTEM davası, cezasızlıkla sonuçlandırılan, tarihe geçen davalardan biri.

1995-96 yıllarında üçü çocuk yedi köylünün gözaltına alındıktan sonra kaybedilmesine ilişkin davada, 18 kişi yargılanıyordu.

18 sanıktan bir bölümü, yargılama sırasında JİTEM’in varlığını itiraf etti. Kaçırılan kişilerin kemiklerinin bulunduğu mağara ve kuyular, soruşturma aşamasında net biçimde açığa çıktı. Buralarda bulunan kemiklerden alınan DNA’lar, kaçırılan kişilerin DNA’ları ile örtüştü. Yıllar sonra bazı aileler bir mezara kavuşabildi.

Ancak bu kadar kanıta rağmen dava beraatle sonuçlandırıldı. Öldürüldükleri net biçimde saptansa da öldürenlerin yargılanan sanıklar olduğuna dair kesin kanıt bulunamadığı iddia edildi.

90’lı yıllara ait bir katliam dosyası daha tarihe karıştı.

Ancak yaşananların tarihe karışmaması için çaba harcayanlar da var.

Davayı başından bu yana takip eden Hafıza Merkezi’nin desteğiyle “Dargeçit” belgeseli çekildi.

Bütün duruşmaları takip eden, bütün tanıklarla tek tek konuşan Berke Baş’ın yönetmenliğini, Enis Köstepen’in yapımcılığını üstlendiği belgesel, 43. İKSV Film Festivali’nde “En iyi belgesel” ödülünü de aldı.

Cezasızlık kültürünün nasıl işlediğini anlatan, bunun en vahim örneklerinden biri olan Dargeçit JİTEM davasında yaşananları kayda geçen belgesel, bu türün Türkiye’deki nadir örneklerinden.