43. İstanbul Film Festivali – Ulusal Belgesel Yarışması: Yönetmenler Anlatıyor

Altyazı

43. İstanbul Film Festivali Ulusal Belgesel Yarışması’nda yer alan filmleri, festivale özel hazırladığımız ‘Yönetmenler Anlatıyor’ soruşturması kapsamında yönetmenlerine sorduk. Yarışmada yer alan on filmin yönetmenleri, filmlerinin çıkış noktalarını ve yaklaşım biçimlerini anlatıyor.

(...)

Dargeçit 

Görsel kaldırıldı.

Berke Baş: Gününü ve saatini bile söyleyebilirim: 22 Eylül 2017’de, saat 16:30’da buluştuğum Enis Köstepen’in “Aileler bu konuda bir belgesel yapılmasını istiyorlar, birlikte yapalım mı?” teklifine “Çok isterim!” diye anında cevap vermemle. 

Enis o dönem film yapımcılığının yanı sıra Türkiye’de zorla kaybetmeler ve cezasızlık üzerine çalışmalar yürüten Hafıza Merkezi’nde de çalışıyordu. Kaybedilenlerin aileleri ile yakın temastaydı, arkasında muazzam birikim ve deneyimleri ile Hafıza Merkezi’nin çok özel ekibi vardı. Konunun ağırlığı ve kayıp yakınlarıyla ilişkilerin hassasiyeti nedeniyle asla tek başıma cesaret edemeyeceğim bu belgesele onların güveni ve desteğiyle giriştim. 

İki kişilik bir film ekibi olarak Enis’le işe koyulduğumuzda ilk olarak uzun soluklu bir arşiv taraması yaptık. Sözlü tarih kayıtları, raporlar, dilekçeler, dava tutanakları, soruşturma fotokopileri, belgesel filmler, kitaplar… Sonra Mardin ve Diyarbakır’a tanışma ve araştırma seyahatleri… Kamerayı elimize alıp ilk çekimimizi yapmamız tam dokuz ay sonra oldu. O noktada artık odaklanmak istediğimiz ana temanın ‘cezasızlık’ ve bugünün Türkiye’sinde hukuk mücadelesi olduğuna karar vermiştik. Bir yeni biten, bir bitmek üzere olan, bir de Yargıtay tarafından durdurulup tekrar başlatılan üç davayı çalışmaya başladık. Zamanla süreci daha yakından gözlemleyebildiğimiz, aileler ve avukatları ile yakın ilişki kurduğumuz Dargeçit davası baskın çıktı ve film tek onu merkezine aldı.

Görsel kaldırıldı.

Mahkeme salonlarında kayıt almak yasak olduğundan mahkemeyi hiç göstermeden bir dava filmi yapmaya çalışıyorduk. Telefonlarımızla koridorlarda ve kantinde uzun bekleyişleri, ardı ardına içilen çayları, duruşma sonrası konuşmaları bir şekilde kaydetmeyi başardık ama bazen telefonun ekranında ne çektiğimize bakmadan yaptığımız o çekimler; eksikliği, hamlığı, kadraj tuhaflıkları ve kötü sesleriyle bu filmin ‘nasıl’ yapılabildiğini görünür kıldı.

Dargeçit’in yedi kaybının ve onlar için verilen adalet mücadelesinin hikâyesini ailelerin ve avukatları Erdal Kuzu’nun tam yanıbaşından anlatmaya çalıştık. Ben ana karakterlerimizin içinde bulunmadığı hiçbir durumu; ellerinde tutmadıkları, gözlerinin görmediği hiçbir şeyi filmde kullanmama konusunda ısrarcıydım, Enis ise arşiv gösterilmesi ve Dargeçit’in ötesindeki hukuki boyutun yansıtılması konusunda… Kurgumuz ilerledikçe iki yaklaşım doğallıkla buluştu.

(...)

yazının tamamı için tıklayın